Bugün burada toplanmamızın sebebi kısılmış seslerimizi birleştirip yükseltmek, bükülen belimizi birbirimize destek olarak doğrultmaktır.
Bizler, yani esnafıyla, öğrencisiyle, kadınıyla, çocuğuyla bu hayat pahalılığının mağdurları olan tüm halkımız ile bu soygun düzenine “dur” demek istiyoruz. Tarafsızlık üzerine sahte yeminler edilmiş, tek kişinin bütün yetkileri bir ilahi güç gibi kullandığı, adalet ve hukukun esamesinin okunmadığı bu partili başkanlık sistemi ile günlük hayatımızda kullandığımız kelimler dahi değişti; artık “Merhaba, nasılsın?” demek yerine “Senin doğalgaz faturan ne kadar geldi? Benim elektrik faturam uçmuş.” gibi kalıplar oluşmaya başladı. Sanmayın ki bu pahalılık ve zamlar sadece enerji sektöründe yapıldı, iğneden ipliğe hayatın her alanında inanması güç zamlardan dolayı, ihtiyaçların talep edilmesi imkansız hale geldi. Bu söylediklerimiz çok uzaklarda değil sizde, bizde, herkeste, hemen hemen her evde sevgili vatandaşlar.
Örneğin esnaf öğlen saatlerine kadar ışıklarının büyük bir kısmını kapalı halde tutar hale gelmiş,
Öğrenci yol parası için uzun mesafeleri yürür duruma düşmüştür. Kadınlarımız evlerinde doğalgaz korkusundan battaniye ile oturma düzenine geçmiştir. En acı olanı ise küçük çocuklarımızın yeterli besinlere ulaşmada problem yaşayıp sağlıksız bir gelecek oluşturmasıdır. Burada verdiğim örnekler temel ihtiyaçlarımızın örnekleridir. Vatandaşımızın bir eve sahip olabilme umudu kalmamış, bir araç alabilme hevesi kursağında kalmıştır. Bizi burada dinleyen halkımıza, takip eden basınımıza sesleniyorum:
Sizce koskoca Türkiye Cumhuriyetinin güzel insanları bu zorlukları mı hak ediyor? Ben hepinizin adına yüksek sesle haykırıyorum “Hayır!” diyorum.
Dünyanın dört nala ilerlediği, bazen temposunu düşürse dahi kesinlikle durmadığı bir zamanda mevcut hükümet yerinde durmayı bile becerememiş ülkemizi 3 haneli enflasyon canavarının, yüksek döviz kabusunun yol arkadaşı yapmıştır. Bu tersine yolculuğu durduracak bir çözüm var, bu çözümün adı DEMOKRASİ VE ATILIM PARTİSİ’dir . Lakin ele geçirilmiş yandaş medya ve satın alınmış mürekkep balıkları (Kim mi bu mürekkep balıkları? Daha düne kadar Sayın ALİ BABACAN ve ekibinin ekonomik başarılarını yalakalık uğruna kendilerine kalkan olarak kullanıp bugün Ali BABACAN hiç var olmamış gibi yazan kalemşörlerden bahsediyorum) işte bunlar çözümün adını bile zikretmekten korkar hale gelmiştir.
Sadece Demokrasi ve Atılım Partisi’ni zikretmekten değil halkın sorunlarını dile getirmekten münezzeh bir güruhla karşı karşıyayız. Hatta ve hatta kendi seçmeni ile bile dalga geçebilen bu yapı ülkemizde zamlar yaşanmamış, döviz arşa çıkmamış, eğitimyerlere düşmemiş, sağlık can çekişmemiş gibi davranmaktan ve halkı da bu düşünceye sevk etmekten utanmaz haldedirler . Biliyoruz ki bu kara propaganda emri tek adam ve sarayda bulunan liyakatsiz kadrolardan çıkmaktadır, halktan uzaklaşmış mevcut hükümet ikametgahını alice harikalar diyarında pembe panjurlu sarayına taşımıştır.
Türk halkının karşısına bu zalim yönetim sizlere bir simit ve bir çayı fazla görüyor diyerek gelenler bugün Türk halkına kaf dağından bakarak abartmayın yaygara koparmayın diyor.
Evet sevgili vatandaşlar;
Koskoca Türkiye Cumhuriyeti’ni soktukları durum budur.
Siz saygıdeğer vatandaşlarımız yapacağı tek bir şey vardır: Seçim günü geldiğinde seçim sandığında lüzumsuz yanan bu ampülü söndürmektir.
Hepinizi aydınlık günlerde refah içindeki bir Türkiye’de buluşmak dileğiyle saygı ve sevgiyle selamlıyor, katıldığınız için teşekkür ediyorum.”